Obezite Nasıl Tedavi Edilir?
Obezite Nasıl Tedavi Edilir?

Obezitenin Diyet İle Tedavisi:

Obezite ve Tıbbi Beslenme Tedavisi Obezite, vücuda besinler ile alınan enerjinin, harcanan enerjiden fazla olmasından kaynaklanan ve vücut yağ kitlesinin, yağsız vücut kitlesine oranla artması ile ilişkili olan kronik bir hastalıktır. Obezite, başta kardiyovasküler ve endokrin sistem olmak üzere vücudun tüm organ ve sistemlerini etkileyerek çeşitli bozukluklara hatta ölümlere sebep olan önemli bir sağlık problemidir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından, en riskli 10 hastalıktan biri olarak kabul edilen obezitenin kanserle de yakından ilişkili olduğu son yayınlarda belirtilmiştir. Obezitenin, kardiyovasküler hastalıklar, hipertansiyon, Tip 2 diyabet, metabolik sendrom, dislipidemi, hormon bağımlı bazı kanserler ve obstruktif uyku apnesi sendromu gibi çeşitli hastalıklar için risk oluşturduğu da bilinmektedir. Obezite tedavisinde amaç; obeziteye ilişkin morbidite ve mortalite risklerini azaltmak, bireye yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırmak ve yaşam kalitesini yükseltmektir. Obez bireylerin küçük miktarlarda ağırlık kaybetmesi bile (başlangıçtaki ağırlığın %5-10’u) kısa dönemde sağlığın geliştirilmesine katkı sağlar veya obezitenin neden olabileceği komorbid hastalıkların ciddiyetini azaltabilir. Obezitenin beslenme tedavisindeki amaç; enerji açığı oluşturarak kas ve vital organlarda kütle kaybı olmadan yağ depolarında azalma sağlamak ve vitamin, mineral ve elektrolit kaybını önlenmek olmalıdır. Kilo kaybının sağlanmasında pek çok yöntem olmakla birlikte tedavideki değişmez ana ilke; harcanan enerjinin alınan enerjiden daha az olmasıdır. Beslenme düzeni oluşturulurken gerçekçi kilo kaybı hedeflenmelidir. Gerçekçi bir hedef olarak zayıflama programının ilk 6 aylık döneminde, fazla ağırlığın %5-10’unun kaybedilmesi amaçlanmalıdır. Bu da haftada 0.5-1 kg kayıp sağlayacak şekilde enerji kısıtlaması gerektirmektedir.

Obezitenin Tıbbi Beslenme Tedavisi:

Enerji: Zayıflama için önerilen beslenme programlarında günlük enerji miktarının belirlenmesinde temel ilke, alınan enerjinin harcanan enerjiden az olmasıdır. Bireyin günlük enerji alımı haftada 0.5–1 kg ağırlık kaybını sağlayacak şekilde günlük alması gereken enerjisinden 500-1000 kcal’lik azaltma ile sağlanabilir. Protein: Günlük olarak belirlenen enerjinin %12–15’i proteinlerden gelmeli ve daha çok kaliteli protein kaynaklarından yararlanılmalıdır. Toplam proteinin %30-40 kadarı, B12 vitamini gereksinmesini karşılamak için hayvansal kaynaklardan karşılanmalıdır. Proteinlerin yeterli miktarda alınması; tokluk hissi sağlamaları, yağsız vücut kütlesinin korunması ve doku yapımındaki olumlu etkileri nedeniyle önem taşımaktadır. Yağ: Sağlıklı beslenme önerileri doğrultusunda günlük enerji miktarının %25–30’unun yağlardan gelmesi önerilmektedir. Diyette bu oranın sağlanması lezzet alma, tokluk hissinin sağlanması ve diyetin uzun soluklu uygulanabilmesi açısından önemlidir. Ayrıca yağda eriyen vitaminlerin (A, D, E, K) emilimlerinin artması için diyetin yağ içeriği çok azaltılmamalı, enerjinin yağdan sağlanan kısmı %20’nin altına düşmemesi sağlanmalıdır. Yemeklerin pişirilmesi sırasında kullanılacak yağ türleri de önemlidir. Enerjinin doymuş yağ asidinden gelen oranı %10’un altında olmalı, çoklu doymamış yağ asidi %7-8, tekli doymamış yağ asidi %10-15 olacak şekilde belirlenmelidir. Diyetin kolesterol miktarı 300 mg/gün’ ün altında olmalıdır. Karbonhidrat: Diyet enerjisinin %55-60’ı karbonhidratlardan sağlanmalıdır. Şeker gibi basit karbonhidratların tüketimi azaltılmalı (günlük enerjinin ≤10) kuru baklagiller (nohut, mercimek, kuru fasulye vb. ), tam tahıl ürünleri, bulgur vb. kompleks karbonhidrat içeren besinlerin tüketimi artırılmalıdır. Karbonhidratların, özellikle posa içeriği yüksek olan oligosakkaridler ve polisakkaridlerin tokluk hissi oluşturarak enerji alınımını kontrol ettiği ve obezitenin gelişmesindeki riski azaltabildiği bildirilmiştir. Vitamin ve mineraller: Zayıflama diyetlerinde düşük enerji içeriğine paralel olarak vitamin ve mineral (B grubu vitaminler, demir, kalsiyum vb.) yetersizlikleri görülebilir. Enerjisi çok düşük olmayan, besin öğeleri açısından dengeli diyetlerde, vitamin ve mineral yetersizliği söz konusu değildir. Posa (lif ): Diyet posasının arttırılmasının, birçok kronik hastalıkta olduğu gibi obezitenin önlenmesinde ve kilo alımının engellenmesinde etkin olduğu görüşü yaygındır. Posa; çiğneme süresinin uzun olması nedeniyle, yemek yeme zamanını uzatması, mide boşalma hızını yavaşlatarak tokluk hissini sağlaması, barsak hareketlerini ve dışkı hacmini artırarak konstipasyonu önlemesi ve insülin düzeyini fazla yükseltmemesi gibi birçok nedenle beslenme programının uygulanmasında önemlidir. Yetişkinler için günlük alınması gereken posa miktarı 25-35 gramdır. Sebzeler, meyveler, kuru baklagiller, tam tahıl ürünleri, kepekli un ve kepekli ürünler önerilen doğal posa kaynaklarıdır. Alkol: Zayıflama diyetlerinde önerilmemektedir. Eğer alkol alınıyorsa kalori değerinin hesaplanıp günlük enerji ihtiyacından çıkarılması gerekir. Yaklaşık 30 gram (200 kcal) alkol içeren içeceklere örnek olarak 60 ml rakı, 270 ml şarap, 750 ml bira, 75 ml viski, 80 ml votka veya 90 m cin sayılabilir. Sıvı: Yemek öncesi ve sonrası alındığında mide dolgunluğunu arttırması ve metabolik artıkların atılımındaki görevleri nedeniyle günlük 2-3 litre kadar sıvı tüketilmelidir. Özellikle bu sıvının 1-1.5 litresi (8–10-su bardağı) sudan karşılanmalıdır. Su içilmesi kabızlığın önlenmesinde oldukça önemlidir. Kabızlık bireyin kilo vermesini olumsuz önde etkilemektedir. Tuz: Kalp yetersizliği veya başka nedenlerle ödemi ve hipertansiyonu bulunan obez bireylere uygulanan beslenme programında tuz kısıtlaması yapılmalıdır. Bu sorunlar mevcut değil ise tuz alımı günde 5 gramın (1 silme tatlı kaşığı) üstünde olmamalıdır. Öğün düzeni: Beslenme programı kişiye göre değişmekle beraber günlük 4-6 öğün olarak düzenlenmelidir. Sık aralıklarla beslenme, gereğinden fazla yemeyi önler, acıkmayı geciktirir ve bir sonraki öğünde besin alımını azaltır.

Obezitenin Tıbbi Beslenmesinde Genel Öneriler:

Az ve sık yiyin. Günde en az 5-6 öğün yemek metabolizmanızı hızlandırarak kilo vermenizi sağlayacak.

Güne mutlaka kahvaltı ederek başlayın.

Yemeklerinizi mümkün olduğu kadar sakin bir ortamda ve yavaş yiyin, iyi çiğneyin.

Yemek yerken hiçbir şeyle meşgul olmayın.

Gün boyunca idrarınızın açık renk olmasını sağlayacak kadar su tüketmeye özen gösterin.

Aşırı yağlı, şekerli gıdalar yerine düşük kalorili ama sağlıklı olan yiyecekleri seçin.

Günde en az 5-8 porsiyon sebze ve meyve tüketin. Böylece hem vitamin, mineral almış hem posadan zengin beslenerek daha uzun süre tok kalmayı sağlamış olacaksınız.

Beyaz ekmek yerine daha sıkça esmer ekmeği tercih edin.

Yemek yaparken az yağ kullanın. Yağlar, karbonhidratlar ve proteinlere göre iki katından fazla kalori sağlarlar.

Bitkisel sıvı yağları kullanın.

Kızartmalar yerine daha sağlıklı olan haşlama, ızgara, fırınlama gibi yöntemleri tercih edin.

Süt ve ürünlerinde az yağlı olanları satın alın.

Diyet ürünlerini sınırsız tüketilebilecek yiyecekler olarak görmeyin, çoğunun kalorisi oldukça fazladır.

Fiziksel aktivitenizi mutlaka arttın. Haftada en az 3-4 kez yürüyüş yapmak, yakın yerlere yürümek, merdivenleri kullanmak, dans etmek gibi.

Alışverişe mutlaka tok çıkın ve diyetinize zarar verecek yiyecekleri satın almayın

Obezitenin Endokrinoloji ve İç Hastalıkları İle Tedavisi

Obezite, çağımızın en yaygın hastalıklarından birisidir.

Obezite; normalde vücutta bulunması gereken yağ miktarından daha fazla yağ miktarı bulunması durumudur.

ADRES
Mimaroba Mah. Colorist İş Merkezi. B-30 Mimaroba Büyükçekmece İstanbul
İLETİŞİM
  • +90(545) 506 04 54
  • info@curetr.com
MEDYA